Psikoterapi bireyin ruh sağlığına ve yaşamına ilişkin sorunlarının, uzman bir terapist eşliğinde çözümlenmesi sürecidir. Kişilerarası ilişkileri olgunlaştıran, duygusal çatışmaları ve davranışsal problemleri çözümleyen, bunlardan doğan kaygı ve stresi azaltan, ruhsal uyum düzeyini artıran ve ruh sağlığının korunmasını amaçlayan tüm teknik ve yöntemlere psikoterapi denilebilir. Psikoterapi sürecinde kişi kendisine ait duygu-düşünce-davranış örüntülerini, çevresi ile olan ilişkilerini, yaşadığı duygusal çatışmaları ve bunların altında yatan nedenleri fark etme fırsatı bulur. Bu, bir nevi buz dağının görünen yüzeyinin altında yatan kısmı keşfetme sürecidir. Kişi bu süreçte yaşadığı farkındalıkla birlikte, yaşamını nasıl kontrol edebileceğini ve değişen koşullarla sağlıklı bir şekilde nasıl baş edebileceğini öğrenir. Terapide, danışan ile terapist arasında etkileşim ve iletişime dayanan, sorunları davranış ve düşünce değişiklikleri sağlayarak çözmeyi hedefleyen bir tedavi planlanır. Terapist, hiç bir zaman size ne yapmanız gerektiğini, sizin için neyin doğru olduğunu söyleyecek kişi olmayacaktır. Kendi kuramsal bilgilerini ve uygulama becerilerini kullanarak; kendinizi tanımanız, hayata dair farkındalık kazanmanız, daha sağlıklı ilişkiler kurmanız ve yeni çözüm yolları geliştirebilmeniz için size ışık tutan kişi olacaktır.
Psikoterapiden fayda görebilmek için, danışan ile terapist arasında samimi bir güven ortamı oluşması gereklidir. Biz buna terapötik ilişki diyoruz. Terapötik ilişki kurulduktan sonra terapist, doğru noktalarda müdahale ve yüzleştirmeler yaparak kişinin kendine dışarıdan, objektif bir bakış kazanmasını sağlamaya çalışır. Güven duyulan bir terapistten duyulan yorum ve müdahaleler, değişmeye hazır bir kişi için önemli bir sıçrama tahtası vazifesi görebilir. Kişiliğin karanlıkta kalmış ancak günlük hayatı ve işlevselliği, arkadaş ilişkilerini bozan noktalarının değişmeye başlaması, en azından bunların farkına varılmış olması, bir çok kişide çok belirgin bir rahatlama oluşmasına neden olmaktadır.
Psikoterapistinizi Nasıl Seçmelisiniz?
Psikoterapiye başvurmadan önce terapistinizin işinin uzmanı olup olmadığını, hangi eğitimleri aldığını ve hangi alanlarda tecrübe sahibi olduğunu mutlaka araştırın. İyi bir psikoterapist olabilmek için 4 yıllık bir psikoloji lisans eğitimi yeterli olmayacaktır. Eğitimli psikoterapistler, klinik psikoloji alanında uzmanlığını yapmış klinik psikologlardır. Bununla birlikte bir klinik psikoloğun aldığı mesleki eğitimler, süpervizyonlar ve mesleki tecrübeleri de iyi bir psikoterapist olmasındaki temel yapıtaşlarıdır.
Ne zaman bir terapiste başvurmak gerekir?
Sadece psikolojik rahatsızlık yaşayan kişiler değil, hayatının herhangi bir alanında tıkanıklık yaşadığını hisseden ve yaşamını daha anlamlı bir şekilde sürdürmek isteyen herkes psikoterapi sürecine girebilir.
Bununla birlikte;
Eğer uzun süreli bir mutsuzluk ve çaresizlik hissi içerisinde iseniz; yakınlarınızın, ailenizin ve sizin çabalarınıza rağmen sorunlar çözülemiyor, hatta daha da kötüye gidiyor ise…
Basit günlük görevleri yerine getirmekte zorluk ve isteksizlik çekiyorsanız, iş veya okuldaki sorumluluklarınızla baş edemiyor, ve bunların sonucu olarak başarısızlık yaşıyorsanız…
Haddinden fazla telaşlanıyor, sürekli en kötü olasılıklara odaklanıyor ve rahatlamak konusunda sıkıntı yaşıyorsanız…
Hareketleriniz ve davranışlarınız size veya çevrenizdekilere zararlı nitelikte ise: örneğin bağımlılık derecesinde içki tüketiyor, uyuşturucu madde kullanıyor, günlük hayatta fazla saldırgan ve tartışmacı bir tavır takınıyorsanız…
Günlük hayatla baş edebilme becerilerini geliştirmek, değişim süreçlerinde kendi koyduğunuz hedeflere ulaşabilmek ve kendi bilişsel kaynaklarınızdan daha iyi yararlanabilmek istiyorsanız… terapi desteği almayı düşünmelisiniz.
Uzman Klinik Psikolog Bahar YASİN